15 Kasım Cumhuriyet Bayramı kutlamaları kapsamında Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’nda Resmi Geçit Töreni düzenlendi.
Tören İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın tören birliklerini denetlemesi ve halkın bayramlarını kutlamasıyla başladı.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın mesajı ve Cumhurbaşkanı Tatar’ın cevabi mesajının teatisinin ardından Lefke ve Erenköy’den getirilen bayraklar Cumhurbaşkanı’na takdim edildi.
Törende konuşan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye’den gelen tüm heyetleri ve milletvekillerini, gazileri, şehit yakınlarını ve halkı selamlayarak başladığı konuşmasında İstanbul İstiklal Caddesi’nde yaşanan saldırıyı lanetledi, hayatını kaybedenlere rahmet, yaralılara geçmiş olsun dileklerini ifade etti.
Tatar, Kıbrıs Türk halkının çok acılar çektiğini, soykırımlardan geçtiğini, ancak yılmadan Beşparmaklardan Toroslara, Anavatan baktıklarını ve 20 Temmuz sabahı Mehmetçiğin gelmesiyle bağımsızlığa ve özgürlüğe kavuşulduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Tatar, “Kıbrıs Türk halkının hiçbir zaman onur, şeref ve haysiyetini, kopmaz bir parçası olduğu Türk halkı ve Türkiye’nin, onun soylu tarihinden gelen emanetini hiçbir zaman başkalarının ayakları altında çiğnetmemiştir. Direndik, şehitler verdik ve bedeller ödedik ama şu anda bir Türk devletine sahip olmanın mutluluğu içerisindeyiz” dedi.
Tatar, şimdi sürdürülen siyasetin temelinde kuruluş anlaşmalarında bulunan egemenlik hakkının yer aldığını ve bu egemenlik hakkının daha da güçlendirilmesi ile bugün KKTC’ye sahip olunduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 15 Kasım 1983’te KKTC’nin ilanı ile Kıbrıs Türk halkının özgürlüğünü, bağımsızlığını ve egemenliğini dünyaya duyurduğunu söyledi.
Tatar, hiçbir zaman adada tek başına egemen olamayan Rum-Yunan ikilisinin bunu yapmak için adayı Yunanistan’a bağlama gayret içinde olduğunu anımsattı.
Tatar, “Yeni siyasetin kökleşmesi ve güçlenmesi için, adadaki varlığımızın sürdürülmesi bakımından çok önemli bir kilometre taşıdır. Bunu tarih yazmıştır. Çünkü egemen eşitlik artık iki devletin işbirliği, Recep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’nda bütün dünyaya verdiği mesajla yeni siyasetimiz güç kazanmıştır” dedi.
Türk Devletleri Teşkilatı’nda KKTC’nin gözlemci üyeliğe kabul edilmesinin de tarihi bir adım olduğunu vurgulayan Tatar, Türk Devletler Teşkilatı’na gözlemci sıfatı ile başvurumuzun kabul edilmesi, tarih taşımızın üzerine bir taş daha koydu. Bunun bahtiyarlığı içerisindeyiz ve mutluyuz. Tüm Türkiye’ye yürekten teşekkür ediyorum. Bizler için uğraştılar ve çalıştılar. Böyle bir kazanım KKTC’nin harcına harç katmıştır” dedi.
Bu güzel gelişmenin ardından AB’den gelen açıklamaya değinen Tatar, bu açıklamaları kınadı ve AB’ye seslenerek, Kıbrıs Türk halkının bağımsız bir halk olduğunu, bedeller ödeyerek bu topraklara tutunduğunu, Annan Planı’na hayır diyen Güney Kıbrıs’ı alarak hukuksuzluğun en büyüğünü yaptığını belirtti.
Gençlerin müsabakalardan men edilmeleri ve oynanan oyunların Kıbrıs Türkü’nü pes ettiremeyeceğini de ifade eden Tatar, “AB bizle yakınlık istiyorsa, politikalarını gözden geçirsinler. Onların gerçekleri bizim gördüklerimizden çok farklıdır. Biz AB ile ilişkilerimizi tekrardan değerlendireceğiz. Bizim yolumuz KKTC’nin güçlendirilmesi yoludur. Bağımsız ve özgür olarak” dedi.
Maraş açılımı ile de Kıbrıs’ta yeni bir dönem başladığını anımsatan Tatar, “Maraş açılımı ile zaten ülkede yeni bir dönem başlattık” diyerek, TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay’ın ziyaretinde yeni programlar ve projelerin de ifade edildiğini, altyapının güçlenmesi için çalışılacağının vurgulandığını anımsattı.
Tatar, “Türkiye’nin de desteğiyle her türlü alt yapı çalışması yapılacak ve ülke daha da güçlenecek. Pandemi sonrası KKTC bambaşka bir döneme girdi. Geleceğe güven ve umutla bakmak için her türlü çalışma yapılıyor” ifadelerini kullandı.
Artık Doğu Akdeniz’de yeni siyasetle hareket edileceğini, ulusal çıkar ve güvenliğin savunulmasında KKTC’nin Doğu Akdeniz’de parlayan bir yıldız olarak yoluna devam edeceğini de vurgulayan Tatar, ABD’nin Güney Kıbrıs’a silah ambargosunu kaldırmasına da işaret etti.
Tatar, ABD’nin Rumlara silah ambargosunu kaldırmasının, Güney’deki silahlanma potansiyelini daha da artırdığını, Kıbrıs’ı tehlikeli bir noktaya taşıma girişimlerinin boşa çıkacağını, bu sürede Türk tarafının da olanlara seyirci kalmayacağını vurguladı.
Güney Kıbrıs’a 1 ve 8 Temmuz’da yaptığı önerileri de anımsatan Cumhurbaşkanı, bu önerilerin iyi niyetli yaklaşımlar olduğunu ancak hiçbir somut yanıt ve öneri alamadıklarını, ancak anavatanın desteği ile yola devam edildiğini ve edileceğini söyledi.BRT
FOTO GALERİ
30 Aralık 2024FOTO GALERİ
30 Aralık 2024FOTO GALERİ
30 Aralık 2024EKONOMİ
30 Aralık 2024EKONOMİ
30 Aralık 2024VİDEO GALERİ
30 Aralık 2024VİDEO GALERİ
30 Aralık 2024