KTÖS, KTOEÖS ve DAÜSEN, vatandaşlık konusunda sorun yaşayan Kıbrıslı Türklerin Cumartesi günü Güney Kıbrıs’ta yapacağı eyleme destek belirtti


Üç sendika adına açıklama yapan Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş, “Kıbrıs Cumhuriyeti” vatandaşı olan Kıbrıslı Türklerin yaptığı evlilikler ve bu evliliklerden doğan çocukların “Kıbrıs Cumhuriyeti” vatandaşlığı alamama sorunuyla ilgili 19 Kasım Cumartesi günü yapılacak eyleme destek belirtti.

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS), Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personel Sendikası (DAÜ-SEN), konuyla ilgili ortak açıklama yaptı.

Sendikalar adına açıklamada bulunan Maviş, Kıbrıs sorununun yarattığı sorunlardan birinin “Kıbrıs Cumhuriyeti” vatandaşı olan Kıbrıslı Türklerin yaptığı evlilikler ve bu evliliklerden doğan çocukların vatandaşlığı alamaması olduğunu söyledi.

-30 bin kişinin “Kıbrıs Cumhuriyeti” vatandaşlığı almasına engel çıkarılıyor

Maviş, “Bir bireyin kiminle evleneceğine devletler karar vermediği gibi, bir bireyin anne ve babasını belirleme hakkı da yoktur” ifadelerini kullandı.

“Bu gerçekler ortada dururken Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığı meselesini siyasi bir malzeme ve pazarlık konusu olarak gören Kıbrıs Cumhuriyeti makamlarında oturan Kıbrıslı Rum siyasi liderliğinin anlayışının kabul edilemez” olduğunu belirten Maviş, iyimser bir tahminle 30 bin kişinin “Kıbrıs Cumhuriyeti” vatandaşlığı almasına engel çıkarıldığını söyledi.

Dokuz sendikanın maddi/manevi sorumluluğunu üstlendiği Eda Hançer Akkor’un açtığı davanın İstinaf Mahkemesi’nde (supreme court) devam ettiğini, bununla birlikte dört farklı kategoride davaların alt mahkemede görüşüldüğünü hatırlatan Maviş, İstinaf Mahkemesi’nden olumsuz yanıt çıkması durumunda her dört kategoriyi de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıma konusunda tüm sendikaların kararlı olduklarını söyledi.

Maviş, karma evliliklerden doğan çocukların yaşadığı sorunlar ile birlikte Kıbrıslı Türklerin eğitim, öğretim, yükseköğretim, gençlik, spor, ticaret, mali yardım ve dil noktasında da fırsat eşitsizliği yaşadığını belirtti.

-Gereksiz zorluk çıkarılıyor

Maviş, Rum Yönetimi makamlarının Kıbrıslı Türklerin günlük hayatlarını kolaylaştırabilecek birçok konuda gereksiz zorluklar çıkardığını söyledi.

Kuzeyde ikamet eden vatandaşların, Avrupa Birliği ülkelerinde geçerli olan bir banka hesabı açamaması, yine aynı şekilde ücretini ödeyerek sağlık sisteminden (GESY) faydalanması gibi konularda “ayrımcılığa maruz kaldığını” belirten

Maviş, eğitim, öğretim, gençlik ve spor alanlarındaki AB Programı olan ‘Erasmus+’ programına Kıbrıslı Türk okul, öğretmen ve öğrencilerinin doğrudan katılımıyla ilgili bir takım düzenlemeler yapılması gerektiğini söyleyerek, bu anlamda ‘Eğitim ve Kültür Tüzüğü’nün oluşturulması gerekliliğine değindi.

Belirli kriterleri karşılayan Kıbrıslı Türk üniversitelerinin “Bologna Süreci”ne dahil olması için adımlar atılması gerektiğini ifade eden Maviş, Türkçe’nin Avrupa Birliği’nin resmi dilleri arasına girmesi halinde Türkçe konuşan Avrupa vatandaşı Kıbrıslı Türklerin uğradığı birçok ayrımcılığın ortadan kalkacağına vurgu yaptı.

Maviş, ayrıca ticari ve insani geçiş koşullarını düzenleyen “Yeşil Hat Tüzüğü”, Kıbrıslı Türklere mali yardımı öngören “Mali Yardım Tüzüğü” ve bir türlü yasalaşamayan “Doğrudan Ticaret Tüzüğü”nün yeniden ele alınması, güncellenmesi, uygulanması ve amacına uygun hizmet etmesi için irade gösterilmesi gerektiğini belirtti.

“Kıbrıs Cumhuriyeti’nin” kurucu ortağı olan Kıbrıslı Türk toplumunun resmi olarak Avrupa Birliği’nin bir parçası olduğunu kaydeden Maviş, Kıbrıslı Türklerin fiilen AB’ye dahiliyetini sağlama çabalarının hızlandırılması gerektiğine vurgu yaparak, bu yönde temaslara devam edeceklerini ifade etti.