HP, Çamlıbel’de vatandaşlarla bir araya geldi


Halkın Partisi (HP) Tarım Komitesi Başkanı ve MYO üyesi ziraat yüksek mühendisi Turgut Alas, Genel Tarım Sigortası Fonu’nun “sadece bir kısım tarım üreticisini kapsamakta olduğunu” belirterek, “Genel Tarım Sigortası’nın günün koşullarına uygun hale getirilmesi” gerektiğini söyledi.

Partiden yapılan açıklamaya göre HP yetkilileri, köy ve bölge ziyaretleri kapsamında Çamlıbel’i ziyaret ederek, vatandaşlarla bir araya geldi. Ziyaret sırasında, HP Genel Başkanı Kudret Özersay’a parti Genel Sekreteri Ahmet Tokatlıoğlu, Tarım Komitesi Başkanı Turgut Alas, Sine-i Millet Komisyonu Başkanı Çağın Çağatay Karataş, bazı HP Merkez Yürütme Kurulu üyeleri ve ilçe yönetiminden isimler eşlik etti.

Çamlıbel ziyareti sırasında konuşan Turgut Alas, Genel Tarım Sigortası fonunun yürürlüğe konulduğu ilk yıllarda özelikle patates ve narenciye için düşünüldüğünü ancak tarımda değişen koşullara sonradan uygun hale getirilmediğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:

“Bugün pek çok tarım üreticisi açısından adil olmayan bir durum vardır. Bu fon için pek çok üreticiden kesinti yapılmasına rağmen bu sigorta üreticilerin sadece bir kısmını kapsamaktadır ve bazı üreticiler doğal afetlerden zarar gördüklerinde katkı koydukları bu sigortadan kendilerine herhangi bir ödeme yapılmamaktadır. Tarım üretim yapılan bölgelerimizden birisi olan Çamlıbel’de de bu rahatsızlığı gözlemledik. Biz Halkın Partisi olarak hükümette olduğumuz dönemde fonun kapsamının genişletilmesi ve bazı başka ürünleri de kapsamasına imza koyabilmiştik. Ancak bu da yeterli değildir. Genel Tarım Sigortası Fonu günün koşullarına uyumlu hale getirilmelidir.”

-“Üreticiden %3 kesiliyor ama aynı üretici için kullanılmıyor!”

Turgut Alas, Çamlıbel’in ülkenin önemli tarımsal üretim bölgelerinden biri olduğuna işaret ederek, özellikle üreticilerin şikayetçi olduğu konunun partinin uzun zamandır dile getirdiği, doğru kullanılmayan Genel Tarım Sigortası Fonu olduğunu belirtti.

Alas, Genel Tarım Sigortası (GTS) Yasası’nın, yapıldığı günden beri “ufak tefek” tüzük değişiklikleri dışında herhangi bir revize ve/veya tadilattan geçmediğini ancak Yasa’nın yazıldığı dönemdeki bitkisel üretim ile günümüz bitkisel üretimi arasında “birçok farklılık” ortaya çıktığına işaret ederek, şunları kaydetti:

“Yasanın yapıldığı döneme baktığımızda, ağırlıklı olarak ülkenin ana ürünü olan narenciye ve patates için yazılmış bir yasa olduğunu görüyoruz. Ülkemiz ikliminde kolayca üretilen, ithalatı yüksek olan birçok tür ve çeşit GTS kapsamında değildir. Örneğin açıkta yetiştirilen yaş sebzelerin neredeyse tamamı ve birçok meyve türü ile serada yetiştirilen ürünler bu kapsam dışındadır. Fakat bu ürünleri üreten üreticilerin kullandığı akaryakıt, gübre, tohum vb. girdilerden fona aktarılmak üzere kesintiler yapılmaktadır. Bu üreticiler doğal afet ve benzeri koşullarda zarar gördüklerinde bu kapsamda olmadıkları için de herhangi bir tazmin hakkına sahip değildir.”

Zaman kaybetmeden Genel Tarım Sigortası Yasasının revize edilip, ülkede üretimi yapılan diğer tür ve çeşitleri de kapsamasının sağlanması gerektiği görüşünü ortaya koyan Alas, “Bu tür ve çeşitleri de GTS kapsamına alarak, üreticilerin, yaşanacak doğal afetler nedeniyle oluşacak zararları tazmin edilmelidir. Böylece ithalatı yüksek olan bu tür ve çeşitleri üreten üreticilerin üretime devam etmeleri teşvik edilecek, ithalatı azaltarak iç pazarda bu ürünlerin tüketiciye daha ucuz fiyatla ulaşması sağlanacaktır. Bu tazmini sağlayacak kaynak, hali hazırda üreticiden kesilen yüzde 3 vergi ve fon kesintileri üzerinden sağlanabilir. Buradan elde edilen gelirin geldiği sektöre geri dönüşü de sağlanmış olur. Halihazırda girdi maliyetlerinin çok fazla yükseldiği bu dönemde, üretici için ek bir vergilendirmeye de gerek kalmadan üreticiden elde edilen kaynağın üretici için doğru şekilde kullanılması da sağlanmış olur.”

“Farklı başbakanlardan da farklı tarım bakanlarından da GTS’nin yeniden düzenleneceği konusunda son bir yılda birçok demeç ve açıklama duyduk” diyen Alas, “Üretimin bu kadar zorlaştığı bir dönemde en azından bunun yapılmasının zamanı gelmiştir. İvedilik istenecekse de bu ve benzeri durumlara ivedilik istensin. Toplum yararına olanların ötelenip, demokrasiyi ve özgürlükleri sorgulatacak olanların yangından mal kaçırır gibi gündeme getirilmesi, esasın niyet değil de zihniyet olduğu tezini kuvvetlendirmekten başka bir işe yaramaz” ifadelerini kullandı.

-Özersay: “Önce memleket dersek bu zor günler geçecek ve bu kötü yönetim sona erecek”

Çamlıbel ziyareti sırasında vatandaşların sorularını yanıtlayan HP Genel Başkanı Özersay “Kişisel menfaatleri ön plana çıkarmadan hareket etmeli, ‘önce memleket’ diyebilmeliyiz çünkü ancak o zaman bu topraklarda tutunabilir var olabiliriz. Kendi cebini ve koltuğunu düşünen siyasilere halk olarak tepki göstermeli tavır koymalıyız. Önce memleket dersek bu zor günler geçecek ve bu kötü yönetim de sona erecek. Kısa yoldan zengin olmaya çalışan, kısır ve şahsi menfaatin peşine düşen bir anlayışla bu ülke hiçbir yere gidemez. Demokrasinin ve halk iradesinin yok sayıldığı, meşruiyeti tartışmalı bir hükümetin başımıza getirildiği bu ortamı içimize sindirmedik ve tepkimizi koyduk. Vatandaşın da yakın gelecekte bu duruma gereken tepkiyi göstereceğine inanıyoruz” ifadelerini kullandı.